03 Temmuz 2023 Pazartesi
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde gönüllü ekipleri aracılığıyla alan çalışmaları gerçekleştirirken, 13 Şubat’ta Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından bölgede psikososyal ve manevi destek noktasında İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinin de görev alabileceğini açıklamasına tepki gösterdi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu, YÖK’ün deprem bölgelerinde manevi rehberlik psikolojik danışmanlık yapabilecek üniversiteler arasına ‘İlahiyat ve İslami İlimler’ fakültelerinin dahil edilmesi duyurusu üzerine kurula resmi yazı gönderdi. ‘Alanımız İhlal Ediliyor’ tepkisinde bulunan TPD resmi yazısında, ‘Psikososyal desteğin evrensel ilkeleri bellidir’ vurgusunda bulundu.
Afet ve travma durumlarında kişilerin dini destekten önce uzman psikologlar tarafından desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken TPD yazıda; “Bireylerin mensup oldukları din ya da inançlar doğrultusunda din adamlarından dini bilgi ve dini rehberlik almaları temel insan hakkıdır ancak ruhsal zorlanma, hastalık ya da bozukluklarda alınması gereken ya da sunulması gereken, ‘ruh sağlığı hizmeti’dir” cümlelerine yer verdi. TPD, ruh sağlığı hizmetinin psikiyatrinin alanı olduğunu, alan ihlali yapılmamasını, dini görevlilere gereksinim duyulduğunda bunun da psikologlarca talep edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
YÖK tarafından 13 Şubat 2023 tarihinde üniversitelere gönderilen “manevi rehberlik” yapabilecek gönüllü çağrısına ilişkin yazısında depremzedelere psikolojik destek olunacak fakülteler arasında; İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri de yer aldı. YÖK’ün tüm üniversitelere E-94221838-900-11152 sayı numarası ile gönderilen yazıda, “Afet bölgesinde depremden etkilenmiş çok sayıda çocuk, genç yetişkin ve yaşlı insanımızın bulunduğu, depremzedelere destek olmak için yapılan planlamada değerlendirilmek üzere manevi rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapabilecek gönüllü öğretim üyelerinin; İlahiyat Fakültesi, İslami İlimler Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Psikoloji, Sosyal Hizmet, Acil Yardım ve Afet Yönetimi akademik birimlerinde görev yapanlar başta olmak üzere manevi rehberlik ve/veya psikolojik danışmanlık konularında uzmanlaşmış gönüllülerin de bulunacağı” belirtildi.
YÖK’ün depremzedelere psikolojik destek sağlayıcı fakülteler listesinde görevi dini eğitim vermek olan fakültelerin bulunması ile ilgili TPD harekete geçerek, YÖK Başkanlığı’na resmi yazıyla uygulama hakkında görüşlerini ve önerilerini ilettti. TPD’nin YÖK’e yolladığı yazıda; bölgedeki insanların, ruh sağlığının değerlendirilmesi ve ruh sağlığına yönelik müdahale ve desteğin sağlanmasının acil olduğu ancak afet ve travmanın neden olduğu ruhsal zorlanmaya yönelik yapılacak müdahale, danışmanlık ve destek psikoloji ve psikopatoloji bilgisi gerektiren tedavi yaklaşımlarının psikologlar tarafından uygulanabileceği vurgulandı. TPD resmi yazısında şu cümlelere yer verdi: “Depremin neden olduğu kitlesel travmalardan sonra ruh sağlığı hizmeti içindeki psikososyal destek, sonraki ruhsal yaralanmayı azaltan en önemli müdahaledir. Psikososyal desteğin evrensel ilkeleri bellidir. Bu ilkelerden en önemli olanları zarar vermemek ve kişiye özgü gereksinimlerin tespit edilip gereksinimlerin karşılanması, en azından karşılanması ile ilişkin kurumsal bir çabanın gösterilmesidir. Psikososyal destek sırasında kişi dini danışmanlığa ihtiyaç duyuyorsa bu gereksinmenin karşılanması için psikodestek sağlayan ruh sağlığı çalışanı uygun yönlendirme yapacaktır. Bireylerin mensup oldukları din ya da inançlar doğrultusunda din adamlarından dini bilgi ve dini rehberlik almaları temel insan hakkıdır ancak ruhsal zorlanma, hastalık ya da bozukluklarda alınması gereken ya da sunulması gereken, ruh sağlığı hizmetidir. Ruh sağlığı hizmeti de ilgili alanlarda yetişmiş olan ruh sağlığı meslek mensupları tarafından verilmelidir.”
TPD, YÖK’ün de duyurusunda belirttiği, ‘bölgede etkilenen, ruh sağlığı açısından “incinebilir grup” olarak tanımlanan çok sayıda çocuk, genç, engelli ve yaşlı bulunduğu’ bilgisine yazısında yer vererek, “Psikoloji ve psikopatoloji bilgisi olmayan kişiler tarafından bireysel ihtiyaç gözetilmeden verilecek desteğin bireyin yanlış değerlendirilmesine, kriz durumunda yaşanan ruhsal zorlanmanın artmasına neden olacağı aşikardır. Afet ve Travma Psikiyatrisi, Travmanın Psikolojik Etkileri gibi ruh sağlığı meslek mensuplarının alanına giren bu konularda yetkin olmayan kişilerin yapacağı müdahaleler alan ihlaline neden olacaktır” dedi.
TPD, YÖK’ün afeti yaşayan kişilere yönelik psikososyal destek noktasında ‘din veya maneviyatla ilgili yardımcı profesyonel meslek grubu ve maneviyatla ilgili profesyonel meslek mensubu, manevi rehberlik’ görevlilerinin de devrede olacağına ilişkin açıklamasına tepki göstererek söz konusu uygulamayla alan ihlali yapıldığına dikkat çekti. TPD, “Bu görevlendirme biçimi, afetin neden olduğu bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yıkımı, bölgedeki acil ruh sağlığı hizmeti ihtiyacını görmezden gelmek olacaktır. Yükseköğretim Kurulu’nun süreç içerisindeki desteği ve organizasyona katkısının çok önemli olacağını, çağrınızın ülkemizin desteğe ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. İlgili yazınızın bu çerçevede psikoloji ve psikopatoloji alanında yetkin olmayan hatta zarar verici olma olasılığı yüksek olan müdahalelere neden olacağından, ruh sağlığı meslek mensuplarına tanımlanmış ruh sağlığı hizmeti sunumunda alan ihlaline yol açacağından ilgi yazınızda bahsedilen “manevi rehberlik ve psikolojik danışma” ifadesinin yeniden değerlendirilmesini, psikolojik danışmanlığın sadece ruh sağlığı çalışanlarının yapabileceğinin göz önünde bulundurulmasını, görevlendirilecek din görevlilerinin sadece psikososyal destek sırasında tespit edilen bireysel gereksinimlere göre dini danışmanlık sınırlarında görev yapmalarının sağlanmasını ve alanda çalışan psikososyal destek elemanlarının dini danışmana yönlendirme gereksinimlerine göre planlama yapılması için gereğini arz ederiz” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)