terapi için özel tasarlanmış ve görünümü, sesleri ve davranışlarıyla fok balığı yavrusu olarak modellenmiş tedavi robotu NPİstanbul Hastanesi’nde hastalarla buluşmaya başladı. Özellikle hastanelerde ve bakım evlerinde kullanılmak üzere üretilen bir kedi büyüklüğünde ve bebek fok balığı görünümünde olan bu sevimli robot otizm spektrum bozukluğunun özelliklerini analiz edebiliyor. Olumsuz duygu ve davranışları azaltmak, sosyal katılımı geliştirmek ve olumlu ruh halinde kalmak gibi faydaları bulunuyor. Dokunmaya duyarlı, insanlarla kucaklaşmak için tasarlanan bu robot isimleri öğrenebiliyor ve gerçek yavru foklara benzer sesler çıkartarak karşısındaki kişiyle etkileşimde bulunabiliyor. Paro’nun olumsuz duygu ve davranışları azaltmak, sosyal katılımı geliştirmek ve olumlu ruh halinde kalmak şeklinde 3 temel faydası bulunuyor. Ayrıca Paro’nun kaygı, stres, ağrı ve depresyonu azalttığı klinik olarak da kanıtlanmış durumda.
6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nin depremzedelere destek olmak amacıyla kurduğu “Deprem Travma Psikolojik Destek Hattı” bir yardım hareketini daha beraberinde getirdi.
NPİSTANBUL Hastanesi’nin bu girişimi üzerine Türkiye’ye katkı sağlamak isteyen Japon Dış Ticaret Teşkilatı’nın (JETRO), terapi için özel tasarlanmış ve görünümü, sesleri ve davranışlarıyla fok balığı yavrusu olarak modellenmiş bir robotu depremzedelere ruhsal açıdan destek sağlamak ve depremde ailelerini kaybetmiş bireylerin travmalarını iyileştirmek üzere NPİSTANBUL Hastanesi’ne hibe etti. Hayvan terapisinin olumlu etkilerinden yararlanarak dizayn edilen Paro isimli fok balığı görünümlü robot Japonya ve Avrupa’da kullanılıyor.
Otizmin özelliklerini analiz edebiliyor
Özellikle hastanelerde ve bakım evlerinde kullanılmak üzere üretilen robot, demanslı yaşlı hastalara psikolojik destek sağlamak amacıyla kullanılan bebek arp foku modelinde tasarlanmış.
Robotların otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar üzerindeki etkilerini değerlendirmek için yapılan çalışma sonrasında sayısız faydası olduğu görülmüş. Paro, otizm spektrum bozukluğunun özelliklerini analiz edebiliyor ve otizm spektrum bozukluğundan kaynaklanabilecek kaygıyı azaltmaya yardımcı olan kontrollü ortamlar oluşturarak müdahale edebiliyor.
Kaygıyı, stresi ve depresyonu azalttığı klinik çalışmaları mevcut
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin “Paro teknolojinin ve yapay zekanın bilişsel hastalıkların tedavi edilmesine sunduğu katkıyı gözlemlediğimiz , nörolojik bir terapi robotu. Nörolojik hastalıkların tedavisinde insana dokunmak, empati kurmak ve hastanın duygularına ortak olmak önem taşıyor. Paro da bize depremzedelere destek vermemiz için hibe edilen çok insani bir robot. Bu robotu depremzede ve yakınlarının yanı sıra otizm spektrum bozukluğu, demans, duygusal ve davranışsal sıkıntılar, bilişsel bozukluklar, gelişimsel bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal izolasyon, ve palyatif hastalarda deneyimleyerek sonuçlarını alacağımıza inanıyoruz. Çünkü robotun olumsuz duygu ve davranışları azaltmak, sosyal katılımı geliştirmek ve olumlu ruh halinde kalmak şeklinde 3 temel faydası bulunuyor. Ayrıca Paro’nun kaygı, stres, ağrı ve depresyonu azalttığı klinik olarak da kanıtlanmış durumda.” diyerek tedavideki kullanımından bahsetti.
Terapist rolüne sahip bir insan gibi davranabiliyor
Paro, onunla etkileşime girenler için sosyal arkadaş olduğundan çocuklara da fayda sağlayabiliyor. Artan katılım, artan dikkat seviyeleri ve ortak dikkat gibi yeni sosyal davranışların teşvik edici etkilerini ortaya çıkarabiliyor. Paro’nun, bir oyun arkadaşı, sosyal aktör ve terapist rollerine sahip bir insan gibi davranma yetenekleri bulunuyor.
Hem yetişkin hastalar hem de çocuklar için oyun niteliği taşıması sayesinde nörolojik veya bilişsel bozukluklarla başa çıkmalarına yardımcı olarak onların iyi hissetmelerini sağlayabiliyor. Darülaceze gibi bakımı merkezlerinde de kullanılabiliyor.
Şarj olması için elektrikli emziğini emmesi gerekiyor
Paro, ileri teknoloji özelliklerinin yanında üç mikrofon, kürkünü kaplayan on iki dokunsal sensöre sahip. Bir kedi büyüklüğünde olan bu sevimli robot, dokunmaya duyarlı bıyıkları ile uzuvlarını ve gövdesini sessizce hareket ettirebiliyor. Şarj olması için elektrikli emziğini emmesi gerekiyor. Paro, kuyruğunu hareket ettirerek karşısındaki kişiye yanıt veriyor. Dikkat çekmek için ağlıyor, seslere ve adına tepki veriyor. İnsanlarla kucaklaşmak için tasarlanan bu robot isimleri öğrenebiliyor ve gerçek yavru foklara benzer sesler çıkartarak karşısındaki kişiyle etkileşimde bulunabiliyor. Kısacası canlıymış gibi tepkiler verebiliyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.